Felç; beyni besleyen kan damarlarındaki akışın durmasıyla oluşan beyin hasarı ile ortaya çıkar. İki çeşit felç  vardır: 

 

1) İskemik felç : Kalpten fırlayan pıhtılar yada karotid gibi büyük damarlardaki plaklardan fırlayan parçalar beynimizi besleyen damarların tıkanmasına neden olur. Tıkanan damarların beslediği beyin bölgesi kan akışı kesildiği için ölmeye başlar. Bu süre 5 dakikayı geçtiği takdirde, o bölgede kalıcı hasar olmaya başlar. Felçlilerin yaklaşık % 85’i iskemik felçtir, genelde ağrısızdır.

 

2) Hemorajik felç : Diğer bir deyişle beyin kanaması sonucu ortaya çıkan bu felç çeşidinde ise beyni besleyen damarların yırtılması veya çatlaması sonucu beynin ilgili bölgesinde kanama olur. Etkilenen damarın beslediği bölgede ve kanama alanlarında hasar meydana gelir. Beynin hangi bölgesinin ne kadar hasar gördüğünün anlaşılması sonucu felcin daha sonraki etkilerini anlayabiliriz. Mesela eğer hastada görme alanı etkilenirse görme bozuklukları, eğer motor alanlar etkilenirse  motor bozuklukları, eğer  duyu bölgesi etkilenirse duyu bozuklukları ortaya çıkar. Genellikle vücudun belli bir bölgesinde hareket kaybı, yüz şeklinin değişmesi,  konuşamama, yutamama ve idrar kaçırma en belirgin etkileridir. Felçlilerin yaklaşık % 15’i hemorajik felçtir, ve çok fazla ağrı hissederler.

- En önemlisi yüksek tansiyondur ve % 50′ si yüksek tansiyona bağlıdır. 

- Yüksek kolesterol, 

- Şeker hastalığı, 

- Kan basıncını yükselten ani sıcaklık değişiklikleri, 

- Aşırı yorgunluk, 

- Sigara kullanımı, 

- Fazla yemek yeme,

- Uzun süre güneşte kalma, 

- Stres tek başına olmasa da tansiyonu ve kan pıhtılaşma sürecini olumsuz etkilediği için riski tetikleyen bir faktör olarak sayılabilir.

 Felce bağlı ön belirtileri şöyle sıralayabiliriz;

- Aniden yüzde, kolda veya bacakta gelişen kısmi veya tam uyuşukluk ve hareket ettirememe

- Travmaya bağlı olmaksızın ani oluşan bilinç kaybı

- Ani gelişen görme bozukluğu veya kaybı

- Daha önce yaşanmamış ani şiddetli başağrısı

- Aniden oluşan konuşma bozukluğu